12 köşeli yıldız

Açılış

14 Mart pazar günü açılış çemberi ile tılsımlı yolculuğa çıktık, ilk defa topluluk olarak. İlk gece sabaha karşı rüyalar gelmeye başladı.Uyanır uyanmaz, kimi zaman gecenin bir vakti yapılan rüya kayıtlarıyla topluluktakiler ilk defa birbirlerinin uykulu seslerini duydular.

Gördüğümüz rüyalardan yola çıkarak, topluluğa ilk sorum “Gündelik hayatta şiddet ile karşılaşınca nasıl şahitlik ediyorsunuz? Sizde neler oluyor?” oldu. Şirvan soruya cevap vermeden önce gündüzünü paylaştı. “Ölüm teması sürekli tekrarlanır oldu.” dedi. “İki gün önce Amerika’da yaşayan, çocukluğumdan beri görmediğim amcamı kaybettiğimi öğrendim… Eşzamanlı olarak bir yandan Filiz’in (Telek) kitabını okurken, ölümle dans kısmına geldim; bir yandan John Wolfstone’un geçiş töreni eğitimindeyim… son ders gene ölüm.”

Ertesi gün rüyalar gelmeye devam etti. Şirin “uzun zaman sonra ilk defa rüya gördüm” dedi. “Bütün gece börek yapmış gibi bir hissim var ama çok garip bir şekilde yufkaları parçalayıp parçalayıp bir biçimde o böreği yapamıyordum.”

Şirin’in rüyasını paylaşmasının üzerinden bir saat geçmeden Şirvan’dan “tek başıma kaldıramayacağım kadar büyülü geldi.” mesajı geldi. Fırında bir börek fotoğrafı ile birlikte “az evvel yufkaları parçalaya parçalaya şu böreği fırına verdim. sonra telefona geldim ve şirin’in rüyasını duydum”

Ardından Şirin telefonda annesinin de fırına börek attığını duydu.

Kimilerimiz börek düşlemeye başlamışken, Defne “bir araya gelip yüzyüze börek yemek nasip olsun” dedi.

Börekle senkronize olmamızın üzerine ben de ölüm yıldönümünde komşumuz Fatih Börekçisi’nden dedemin sevdiği börekten alarak onu anmaya karar verdim.

Üçüncü gecenin ve rüya kayıtlarının ardından bir başka dilek geldi: “bir gün hep birlikte uyuyup uyanalım, uykudan uyanış tatlışlığımızı göreyim, ıhlamurlar kaynasın sobamızın üzerinde.”

İyi gelenler

Nihan’ın “son birkaç gündür çok yoğun bir stres hissediyorum” demesi ve “çok yoğun stres hissettiğiniz dönemlerde size iyi gelen bir şey var mı?” sorusu üzerine:

  • lavanta ve limon yağı ile şakakları ovmak, bu yağları yastığa veya buhurdanlığa damlatmak,
  • Palo Santo ağacı yakıp 15-20 dk. dinlendirici bir müzikle solumak,
  • pencereyi açıp derdini aya anlatmak,
  • bir ağacın yanında yarın saat oturmak,
  • Kadınlar Şifadır’ı okumak,
  • sabah çok erken kalkmak,
  • yürüyüş, zıplama, titreme, bazen sıcak su altında biraz durmak,
  • pembe bir balon içinde oturduğunu hayal edip, o balonun içine sevdiğin hayvan, renkleri, kişileri yerleştirmek… çay saati gibi,
  • meditasyon ve nefes teknikleri

önerileri geldi.

Ertesi gün Şirvan bahçesinde ölü bir kuş buldu ve topluluğa “ne yapmalıyım?” diye sordu. “poşetle çöpe atma fikri hoşuma gitmedi ama başka şeyler yapmaya da korkuyorum”

Boran “ufak bir tören yapıp dua edip gömerdim” dedi, Nihan “ben de gömmeyi denemeyi denerdim” ve böylece denemeyi denemek ortak dilimize eklendi.

Şirvan evde bulduğu karton kutuya bulutlar güneşler kuşlar çizip, kuşu alıp kutuya koydu. Hafif tepe bir yere mor çiçeklerin yanına çukur kazdı, dua etti… Kimileri için küçük, kendi için büyük bu adımları toplulukla paylaştı.

“Ölüm üzerinde düşünerek, yazarak, konuşarak ölümü çağırmış olmazsın.” 

Filiz Telek, Kadınlar Şifadır

Rüya Örme: Sözleşme ve Anlaşmalar

Ev arkadaşının virüs testi pozitif çıkınca test yaptırmaya giden Selami rüya örmeye katılamadı; işleri sebebiyle Şirin ve Boran da.

Altı kadın rüya örmeye hazırlanıp gece uykusuna dalmışken, yedincimiz, Miray, yatmadan hemen önce İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırıldığını gördü. Hepimize haber verdi: “öfkeden uyuyamıyorum”

“bütün sabahlar içinde bu sabah” diyerek 7 kadın rüyalarımızı ördük.

Sabahki çemberin ardından Boran ve Şirin ortak duydukları dışarda kalmışlık hislerini toplulukla paylaştılar. Şirvan “kırgınlıkları şeffaflaştırarak hep birlikte herkesin şahitliğinde onarmak” hayalini ve yaşadığımız gerçekliği hatırlattı.

Boran “Belki bunun için bir çember bile yapılabilir.” dediğinde Şirvan “Bu tip şeyleri çemberle çözebileceğimiz çok şükür geçmiş.” dedi. “Benim dünyamda bunlar hep büyüme deneyimleri. Bu tip deneyimler oldukça topluluğun ilkeleri, kendi tarzı, ihtiyaca göre şekilleniyor. Yapacağı anlaşmalar derinleşiyor ve uygulanırlık kazanıyor… Gelin biz anlaşmalarımızı kendimiz yapalım. Kalbimizin gündemini getirelim.” davetini yaptı.

Şirin “davetin bu konuda bir çember çağrısı olduğunu anlıyorum doğru mudur?” diye sordu. Şirvan “doğru 🍀 tılsımlı yolculuk sonrası başlatalım… ne zaman içimize sinmeyen bir şey olsa herkes her zaman çember davetinde bulunabilsin” diye cevap verdi.

Şirin de Boran da kabul etti ve “istekliyim” dedi. Miray açık yüreklilikle davranan birbirini anlamak için gönüllü olan herkese çok teşekkür etti. Online çemberle topluluğa dahil olan Nurhak “Aranızda olduğum için kendimi çok şanslı hissettim.” dedi. “Aysu’nun bize armağanı ile birlikte, topluluk olarak bir arada olma ivmesi aldık gibi hissediyorum… Tılsımlı yolculuk bizim için yeni dünya düzeninde belki de bir başlangıç olacak.”

İlk haftamız tamamlanırken yeni bir soru geldi: “kara kabare adı nereden geliyor? Bu isimle bağlantınız nasıl?”

Şirvan meymenetsiz musibet oyununu yazdığında, o dönem çok takip ettiği, hala da çok sevdiği müzik türü olan “dark cabaret”den bahsetti. Nurhak “bana karanlık bir tarafı çağrıştırıyordu… ZBAM!’ı izledikten sonra neden acaba kara kabare diye düşünmüştüm.” dedi.

Defne “kabare içinde dans, şarkı, taşlama, performans, ışık, renk öğeleri barındıran bir alan. Bunun kara olması… hayatın kendisi gibi geliyor. Sadece karanlık olsa ışığın ne manası var, sadece ışık olsa karanlığın ne manası var.” derken, Şirin “kara kabareyi ilk duyduğumda kara mizahı çağrıştırmıştı.” dedi. “ZBAM!’ı izlediğimde kabare bende bambaşka bir anlam kazandı.”

Nihan “Çok sorgulamadığımı fark ettim… kabare benim için de Defne’nin ve Şirin’in bahsettiği o kabare… kara da hiçbir zaman olumsuz bir terim olmadı.”

Eşzamanlılık

Topluluğun adı ile bağımızı yenilememizin ardından Şirin “uzunca süredir rüya görmeyen biri olarak” rüya temasının mandala ve Jung’un Kırmızı Kitap’ı ile hayatına girişini anlattı. “Sonra bir iş teklifi aldım, bir romanı diziye uyarlamam istendi… Roman özetle 30 yıl sonra yaşanacak felaketleri rüyasında gördüğü için olayların akışını değiştirmeye çalışan bir grup insanla ilgili.”

Böylece eşzamanlılık konusu gündemimize geldi. O gece yatmadan önce Kadınlar Şifadır’ı okurken denk geldiğim tanımı ileterek yattım:

“İçeride ve dışarıda olanın hizalanması ve birbiriyle neden-sonuç ilişkisi taşımayan olayların anlamlı bir şekilde bir araya gelmesidir. Bir gizem yolculuğu öncesi ve esnasında bu işaretler artabilir. İşaretler ruhumuzun dilinden gelir: rüyalar, imgeler, semboller, vizyonlar, kitaplar, insanlar, doğayla iletişim aracılığıyla.”

Sabaha karşı gördüğüm rüyada “61. ayet” sözü geçince kütüphaneden rastgele seçtiğim bir şiir kitabından 61. sayfayı açtım:

Ateş kokulu ağızlı ay -çekiyor

iki yıldızı yavaşça-

Bir yarımın yitikliğidir,

ekseni açığa çıkaran.

Göğün bilinmez kucağı artık,

eş-zaman peşinde.

Artık, Nilgün Marmara, daktiloya çekilmiş şiirler kitabından

Bir yıldızın doğumu: yenisine geçmek için

Tarot destesi: Tarot of the Divine

22 Mart akşamı, hissettiğim yoğunluğu hafifletmek umuduyla meditasyona oturdum. kara kabare’nin sembolü ne olabilir diye bakarken bir yıldız gördüm; alışıldık 5 köşeli yıldız gibi değil, patlayan, çok köşeli bir yıldız. Ardından bir Tarot kartında ve bir boyama kitabında gördüm, “12 köşeli yıldız gibi” dedim.

Şirvan “Mesajını görselle birlikte görünce yüreğim hop etti… Evde enerji yükseldi, köpekler oynamaya başladı.” dedi. “Yıldız benim için, bu geçirdiğim süreçte, pandemiyle birlikte, çok anlamlı bir yere oturuyor… Geçtiğimiz yaz çok konuştum bir yıldızla… 12 sayısının benim için çok önemli, yaşamsal bir anlamı var.”

Şirin “biraz karışığım” dedi, “12 köşeli yıldızı cebime koydum, şimdi işaretler bakacağım.” 

Boran “bugünlerde yapımı devam etmekte” dediği bol yıldızlı dövmesinin fotoğrafını iletti. “bu açıdan görünmeyen bir yerinde rusça звезда (zvezda), yani yıldız yazıyor”

Miray “Tılsım kelimesini düşündüğüm anda zaten gözümün önünde bir yıldız beliriyor. Yani benim için o onla eşleşmiş ve nedense daha farklı bir şey bekliyordum.” dedi. “Şöyle bir imgelem geldi gözümün önüne: bir ağacım ve köklerimin toprağın altına doğru uzandığı alanda, kafamı kaldırdığımda gökyüzünde kocaman beni gözleyen bir yıldız.”

Nihan “Bununla ilgili anılarımı hatırladım.” dedi. “Asos’ta… bundan 4-5 sene önce… meteor yağmurunun olduğu bir zamanda orada olduğumu.”

Ardından Şirvan’ın ZBAM!’ın ilk oyun günü topluluktakilere verdiği tılsımı hatırladık Nihan’ın yenisine geçmek için eski cüzdanını boşaltması sayesinde.

Ertesi gün Şirvan “İlk oyunumuzda, meymenetsiz musibet’in son cümlesi, son tiradı, oyunun son sahnesinde bir yıldız imgesi vardı… bir adam bir çukur kazıyor, neden kazdığını bilmiyor… en sonunda dibe vuruyor. Dibe vurduğunda da kazmayı bırakıyor ve yıldızları görüyor.”

Defne “Yol göstermek ya da yolunu kaybettiğinde nerede olduğunu hatırlatmak anlamında yıldızın manası bende güçlü.” dedi.

Kapanış

Mandala: Şirin Öten

28 Mart pazar günü, dolunayda, kapanış çemberi ile tılsımlı yolculuğu tamamladık. Boran covid olduğu için, Selami kendi tabiri ile köşesine çekilip sessiz kalmak istediği için kapanış çemberine katılamadı.

Ertesi gün Şirin çember sonrası yaptığı yıldızlı mandala sürecini paylaştı: “Birkaç çeşit mandala var. Bir tanesi de bir konuda derinleşme mandalası… Dün gece bunu yaptım: kara kabare’ye ve tılsımlı yolculuğa derinleşmek, 12 köşeli yıldıza derinleşmek üzere masaya oturdum… 12 köşeli bir mandala çıkmadı. Asimetrik bir şey çıktı ortaya… Süreç beni, simetrik kalmaya çalıştıkça, asimetrik bir yere sürükledi.”

31 Mart’ı 1 Nisan’a bağlayan gece, Şirvan’ın kara kabare’nin sosyal medya hesapları ile ilgilendiği saatlerde, eşzamanlı olarak, kara kabare’nin asimetrik tılsımı doğdu.

“Gerçek her zaman bir kıyıda bulunmaz… Gerçek onu aradığımız vadilerde değil, dağ zirvelerinde bulunur… Bir yıldıza yan gözle, retinanın dış kısımlarıyla baktığımızda (bu kısımlar zayıf ışıklara daha duyarlıdır) yıldızı net olarak görürüz – ışığını en iyi şekilde algılarız… Aşırı derinlik düşünce kapasitemizi karıştırır ve zayıflatır. Fazla uzun süreli, fazla yoğun ve fazla direkt bir incelemeyle Venüs’ü bile gökyüzünden silebiliriz.”

Edgar Alan Poe, Morgue Sokağı Cinayetleri

Tılsımlı Yolculuk

Derin, karanlık, zor bir yolculuktaysak, semboller yoldaşımız olabilir.

Nasıl?

Yorum Yok

Leave a Reply