Eşya Kütüphanesi’nin yurtdışındaki benzerlerinin kurucuları ile yaptığımız görüşmelerden ve okuduklarımızdan öğrendik ki insanlar eşyalarını paylaşmaktan değil, başkasının eşyasını ödünç istemekten çekiniyorlarmış. Tabii biz hemen “yok canım” dedik, Türkiye’de hayatta böyle bir sorun olmaz. Neticede biz zaten paylaşan bir toplumuz değil mi?
Kendimizden yola çıkarak düşünmeye başladık: Acaba biz birilerinden bir şey istemekten çekiniyor muyuz? Üstüne düşünmeye başlayınca acı gerçekle karşılaştık: ailelerimizden “güçlü” olmayı, kendi kendine yetmeyi öğrenmişken, zor geliyordu bir şey istemek, hele hele “dışarıdan” birinden, çok zor. Birisine sormak yerine acaba online cevabını bulur muyuz diye düşünüyorduk, bilgisiz ya da “ihtiyaç sahibi” olduğumuzu bilmesinler diye saklıyorduk ihtiyacımızı, susuyorduk.
Mart ayında tam da sormak ve istemek üstüne düşünmeye başlamışken Amanda Palmer’ın Sorma Sanatı (“The Art of Asking”) konuşması karşımıza çıktı. Herkes çok sevmiş olacak ki milyonlarca kişi izledi, en sevdiğimiz playlistlerden birinin de parçası oldu. Geçtiğimiz ay ise TEDxReset’te Buğday Derneği’nden Gizem Altın Nance tam da çözmeye çalıştığımız pek çok konuda bizi aydınlattı ve dedi ki “İstemek ne kadar güzel şeymiş!”. Artık biz susalım, dönüşüm macerasını anlatan Gizem Altın Nance konuşsun.
Harika bir fikir! Bizde tutmaz denen pek çok şey benimsenmiştir ülkemizde. Üstelik ekonomiye ne büyük bir katkı olur! Çok beğendim ve uygulamalara katılmak isterim. Blog sayfamda da tanıtmak isterim.