:::: MENU ::::

Zihninizi İhtiyacınız Olmayan Şeyleri Almayı Durduracak Şekilde Nasıl Programlarsınız – 1. Kısım

Bu yazının orijinali 9 Mart 2015’te LifeHacker’da ‘How to Program Your Mind to Stop Buying Crap You Don’t Need’ başlığıyla yayınlanmıştır. Burada yayınlanan ilk kısmı Bahar Aykaç tarafından Eşya Kütüphanesi için gönüllü olarak çevrilmiştir.

n1s6c2m6kc07iqdyllj6[2]

Hepimiz zaman zaman gerçekten ihtiyacımız olmayan şeyler satın alıyoruz. Arada sırada istediğiniz şeylerin albenisine kapılmak normal, kendinizi kontrol edebildiğiniz sürece. Eğer dağınıklıkla, görür görmez satın almayla, aldıktan sonra pişman olmayla mücadele ediyorsanız, işte size mağazadan içeri adım atmadan önce zihninizi doğru yere nasıl yönlendirebileceğiniz.

Beyninizin Nasıl Size Karşı Çalıştığını Anlayın

o4dpyrcbiqyfrc3bxx6p[1]

Mağazaların paranızı elinizden almak için türlü numaralar uyguladığını öğrenmek sürpriz olmasa gerek. Beyniniz en başından beri bunda rol almakta. Psikolojik aldatmacalarla, ürün yerleştirme ve hatta renklerle mağazalar her yönüyle harcamayı arttırmak üzere tasarlanmış. Mağazaların duyularınızı maniple etmek için kullandığı en mühim şeylerden bahsettik; dikkat edilecek önemli şeylerden bazıları burada:

Renk: Mağazalar renkleri ürünleri çekici ve göz alıcı yapmak için ve de fiyat etiketlerinin üzerinde kullanırlar. Kırmızı dikkat çeker ve eyleme geçmeyi teşvik eder, bu yüzden çoğunlukla indirim işareti ve reklamcılıkla ilişkilendirilir. Kırmızı gördüğünüz zaman, bu renkle beyninize ne yapmaya çalıştıklarını hatırlayın. Herhangi bir şeyi sadece indirimde olduğu için almazsınız.

Dolanma Bariyerleri: Mağazalar sizi, asıl aradığınız şeyi bulmak için, ihtiyacınız olmayan şeylerin etrafından yürümeye zorlar. İçeri girmeden önce bir ihtiyaç listeniz olsun, doğruca aradığınız şeye gidin, ve onun mağazadaki tek ürün olduğunu hayal edin.

Dokunma Faktörü: Mağazalar kolayca satmak istedikleri ürünleri kolay erişilebilecek yerlere koyarlar ve onlara dokunmanızı teşvik ederler. Bunu yapmayın! Bir şeyi elinize alır almaz onu satın alma ihtimaliniz artar, çünkü zihniniz aniden o şeyi sahiplenir. Hiçbir şeyi elinize almayın ve teşhir ürünleriyle oynamayın.

Kokular ve Sesler: Bir mağazada yürürken muhtemelen bildik, hareketli melodileri duyacaksınız. Tanıdık şarkılar çalmak sizi rahat hissettirirken hareketli müzik sizi mutlu ve heyecanlı kılar. Ayrıca zihninizi rahatlatmak için hoş kokular kullanırlar. Rahatlamış, mutlu, huzurlu bir zihin alışveriş yaparken tehlikeli bir bileşimdir. Bundan kaçmak için yapabileceğiniz pek bir şey yok, internetten alışveriş yapmadıkça, ama bunun farkında olmanız iyi.

Ve şüphesiz, mağazaları istediğimiz kadar suçlayabiliriz, ama onların nasıl işlediklerini değiştiremeyeceksiniz; sadece beyninizin onların oyununa geldiğinin farkında olabilirsiniz. Mağazalar haricinde bile, bazı basit bilişsel yanlılıklar sayesinde beyniniz kendi başına size karşı çalışmakta.

Örneğin, doğrulama yanlılığı, geri kalan her şeyi görmezden gelerek sadece önceki inançlarınızla uyuşan bilgilere inanmanıza sebep olur. Reklamcılar, inkar edilemez gerçekleri hiçe sayarak sizi görüntülerle ve diğer numaralarla bir ürünün diğerinden daha iyi olduğuna ikna ederken bu yanlılığa başvururlar. Zihninizi açık tutun, kendi araştırmanızı yapın ve bir ürün hakkında yanılınca bunu kabul edin. Yem etkisi (orijinali ‘The Decoy effect’) bir başka yaygın kullanılan taktiktir. Bir ürünün iyi bir alışveriş olduğunu sanırsınız çünkü hemen yanındaki benzer bir ürünün fiyatı daha yüksektir. İhtiyacınız olan ürün o olsa bile, muhtemelen orada o şekilde gözüktüğü kadar iyi bir alışveriş değildir. Yine, her zaman önceden araştırın ve görür görmez satın almadan kaçınmak için bu yaygın numaralara dikkat edin.

Sahip Olduğunuz Her Şeyin Bir Listesini Çıkarın ve Biraz Düzenleme Yapın

xrhkwleyurcizy4akiae[1]

Artık neyle karşı karşıya olduğunuzu biliyorsunuz, şimdi düşünme şeklinizi değiştirmeye başlamanın zamanı. İhtiyacınız olmayan saçmalıkları satın almayı bırakmadan önce saçmalığın ne olduğunu tanımlamanız gerek. İlk adım sahip olduğunuz her bir şeyin listesini yapmak. Her bir şey. Bu size aşırı gelebilir, ama zihninizi yeniden programlamak için veri toplamanız gerek.

Bu alıştırma iki yönlü: hali hazırda neye sahip olduğunuzu görünce yeniden satın almanıza ihtiyaç kalmayacak ve her şeyden önce neyi almaman gerektiğini anlamaya başlayacaksın. Her şeyi listelerken, eşyaları kategorilere ayırın. Bunu yaparken kendinize olabildiğince dürüst olmanız inanılmaz önemli. Hepsini elle ya da bilgisayarla gerçekten yazmanız da ayrıca önemli. İşte her şeyi ayıracağınız ilk kategoriler:

  • İhtiyaç: Bu şeye kesinlikle her gün ihtiyacınız var.
  • Bazen İhtiyaç: Bu şeye her gün ihtiyacınız yok, ama herhangi bir şekilde düzenli olarak kullanıyorsunuz.
  • İstek: Bu şeyi istediğiniz için aldınız, ihtiyacınız olduğu için değil.
  • Saçmalık: Buna neden sahip olduğuna dair iyi bir nedeniniz yok ve gitmesi gerektiğini zaten biliyorsunuz.

‘İhtiyaçlar’ listesindeki şeyleri yalnız bırakın. ‘Saçmalık’ olarak listelediklerinize güle güle demek için bir yığın yapın ya da bir kutuya koyun ve dikkatinizi ‘Bazen İhtiyaç‘ ve ‘İstek’ listelerine çevirin. Bu listelere geri dönmeniz gerek, çünkü muhtemelen bazı listelemeleri bilinçsiz bir şekilde ya da kasıtlı olarak baştan savma yaptınız. Şimdi ‘Bazen İhtiyaç’ ve ‘İstek’ listelerinin üzerinden geçerken kendinize bu üç soruyu sorun:

  • Bunu en son ne zaman kullandım?
  • Bunu tekrar ne zaman kullanacağım?
  • Bu şey bana keyif veriyor mu?

Dürüst olmayı hatırlayın ve listelerinizi buna göre düzenleyin. İstediğiniz şeyleri tutmanızda hiç bir yanlışlık yok. Maddi şeyler pek çok kişiye mutluluk getirebilir, ama ‘İstek’ listenizdeki şeylerin size aktif olarak keyif verdiğinden ve kullanıldığından emin olun. Bir şey çok kullanılmıyorsa veya sizi mutlu etmiyorsa onu ‘Saçmalık’ listesine ekleyin.

Her şeyi ayırınca, sıra bazı ciddi düzenlemeler yapmaya geliyor. Bu listeleme alıştırması sizin için başlangıç olmalı, iş ayırdıklarınızdan vazgeçmeye gelince uygulayabileceğiniz bir sürü muhteşem fikir var. Ne olursa olsun, ‘Saçmalık’ listesindeki her şeyin gitmesi gerek. Bağışlayabilirsiniz, satabilirsiniz, tanıdığınız insanlara verebilirsiniz, nasıl isterseniz. Her şeyden kurtulmadan önce, tüm eşyalarınızın birlikte bir resmini çekin. Çıktısını alın ya da bir yerlerde saklayın. Bazıları muhtemelen hediyedir, ama genelde ihtiyacınız olmadan aldığınız saçmalıklardır. Son bir kez bakın ve hatırlayın.

Bizden dipnot: ‘Bazen İhtiyaç’ ve ‘İstek’ listenizdekileri Eşya Kütüphanesi‘nde listeleyerek bir başkasının ihtiyacı olduğunda satın almasını önleyebilirsiniz!

NOT: Bugün öğrendik ki Yeşil Gazete zaten çevirmiş bizden önce, keyifli okumalar!


One Comment

  • Yanıtla Zeki |

    Dave Bruno’nun başlattığı 100 Thing Challenge da denemeye değer. 100 Eşya İle Yaşamak adında yazılmış ve çevrilmiş makalelere ulaşılabilir.

So, what do you think ?