“Sen yazmayı seviyorsun, o halde özetlemeni o yolla yapacaksın. Bugün yaratılışı Göreceksin ve onu yazacaksın – bütün bu gelişmelerin nasıl başladığının ve nasıl değişegeldiğinin öyküsünü. Öykünü yazdıktan sonra onu yakacaksın, bunu yaptığın zaman erkler kendi öz yerlerine dönmüş olacaklar.”
Okur okumaz geçen sene Filiz Telek’in davet ettiği ve eşimle davete icabet ettiğimiz Üçüncü Beden: Kavuşma‘da yazdığımız yazılar aklıma geldi. Onur’dan, eşimden, izin isteyip alınca ikimizin yazısını da çıkardım dolaptan. Ardından, geçen sene terapi seansları esnasında yazdığım, özet hayat hikayemi de yakmaya karar verdim. Ve iki sene önce yazıp, dijitale geçirip, resmini çizip hala bir türlü paylaşamadığım yazıyı da… Yakacağım her şeyi hazırlayıp yattım. Ertesi gün birkaç arkadaşımdan destek istedim: Şu saatte deniz kenarına gidip ateş yakıp kendi kendime bir ritüel yapacağım. Sen de bir mum yakıp ya da içinden geldiği gibi şarkı söyleyip dua edip bana destek olur musun? Oldular. Oldu. Deniz kenarında tamamlayamadım. Eve dönünce balkonda tütsü ve birkaç şey daha yakıp dumanında meditasyona oturarak tamamladım.
Tekrar teşekkürler tüm ilham ve destek olanlara, ateşe, suya, toprağa, havaya, hayata.
Yorum Yok