“Bence kocanı çok da yalnız bırakma.”
“Bence hepimiz kendi yakın ilişkilerimize bakalım.”
Der demez anneme karşı yine sesimi yükselttim diye düşündüm, pişman oldum, ama içimdeki dişi kurt hırlamaya devam ettiği için sadece sessiz kalıp annemin mırıldanarak telefonu babama vermesini dinleyebildim. Buna da şükür.
Üst neslimizin bir kısmı, annem ve duygudaşları, neden biz kadınların yalnız kalmasından korkuyor anlamaya çalışıyorum. Benzer endişeli ebeveyn hikayelerini, evli olanlar bir yana, yalnız yaşayan erkek arkadaşlarımdan hiç duymadım.
Düşünüyorum… En kötü ne olabilir?
Allah korusun yalnız kalırsak, neyi sevip sevmediğimizi, tartışılmaz zevklerimizi ve renklerimizi fark edebiliriz. Yazıp çizmeye, kendi kendimize şarkı söyleyip dans etmeye başlayabiliriz. Kendimizi anlamaya, bilmeye ve sevmeye başlayabiliriz.
Ah bir kadının kendini sevmesi, ne kadar korkunç! Olacak şey değil!
Kocalık görevini kendi kendine yerine getiren bir kadın. Düşünebiliyor musunuz? Allah korusun.
Allah korusun yalnız kalırsak, gerçek ihtiyaçlarımızı fark edip, bunları istemeye başlayabiliriz.
İstekli kadınlar, soran, soruşturan. Düşüncesi bile tüyler ürpertici. Kimbilir sora sora nerelere gidecekler? Ah ah… Allah korusun.
Allah korusun yalnız kalırsak, yaşamayı severken ölümle dans edebiliriz. Capcanlı, gözleri ışıltılı, şen kahkahalı kadınlar… İstediğimiz bu mu gerçekten?
Allah korusun yalnız kalırsak, kocasız, hocasız, işsiz, evsiz, takısız, parasız, rujsuz, çocuksuz ve hatta kimi zaman susuz yaşayabileceğimizi görürüz. Yaşarken ölmek için bunlardan fazlası gerektiğini, sadece ve sadece ruhsuz yaşayamayacağımıza uyanabiliriz. Kadınların uyanması. Bu mu istediğimiz?
Kadınların uyanması. Bu mu duamız?
Kadınların uyanması. Allah korusun!
Yorum Yok