11 Haziran cuma günü yola çıktık. Niyet mektubunu okuyarak sesini armağan etti bana, yolculuğun ilk gecesinde.
Haftasonu iki ayrı koroyla iki çember kolaylaştırıp biraz yorulduğumu, bu yüzden rüyalarımı hatırlamakta zorlandığımı ilettim.
O gece rüyamda bir arkadaşımı gördüm. Yazlık gibi bir yer kiralamışız. İki kadınla odaya giriyoruz. Hepimizin üstü çıplak, külotlayız. “Rahat olun, uyanmaz.” diyorum. “Siz böyle mi uyuyorsunuz?” diye soruyor biri. “Evet, siz de gelin.” diyorum. Yatakta kikirdeşiyoruz. Odadan çıkış için toplanırken yorganın altından minyatür bir hayvan figürü çıkıyor. Sonra yerde çok güzel bir oyuncak buluyorum: Dondurma ya da şeker dükkanı gibi bir şey. Uzun uzun tadına bakıyoruz.
“Benim haftasonum da hem yoğundu, hem duygusal açıdan çok yüklüydü” dedi. “Ben de rüyalarımı hatırlayamıyorum… Sadece tek bir şey hatırlıyorum: Bir rüyamda kendimi ifade etmek için çabalıyordum.”
Sonraki gece rüyamda benden yaşça büyük kadınların ve erkeklerin arasında gördüm kendimi. Sanki yeni yerleştiğim bir yerde komşuda toplanmışız gibi, anneannemin günleri gibi… Salondan içeri doğru gidince, bir makinenin 60°C’ye geldiğini görüyorum, ev sahibi kadına “makine hazır” diye haber veriyorum. Aradan zaman geçiyor, aynı kadını karşı apartmanın balkonundan çok güzel bir kolajı, balon gibi havaya bıraktığını gördüm. Kutlamak için. Şaşırdım, o kadar güzel bir şeyi kolaylıkla havaya bırakmasına.
Sonraki rüyada bir IT şirketinde çalışıyordum. Başka bir şirketteki arkadaşım beni onlara geçmem için kandırmaya çalışıyor. Her gün işe gittiğimde sevdiğim bir kişinin diğer şirkete geçtiğini görüyorum veda partisi ile. Rüya boyunca “bu işte bir bit yeniği var” diyorum kendi kendime.
O gün eşim işyerinden bir arkadaşının veda yemeğine gitti.
“Dün gece çok rüya gördüm. Bunu kesinlikle biliyorum, bununla birlikte hatırlamıyorum.” dedi. “Kızım benden önce uyanmış oluyor ve beni hemen dünyaya çekiyor.”
Tılsımlı yolculuktan hemen önce gerçekleştirdiği seremoniyle ilgili hatırladıklarından bahsetti. “Seremoni esnasında tüyler çekmişti kendine. Beni mest etmişti… Huşuyla karışık coşku hissettirmişti.” Sonra kanatlarla ilgili yaşadığı bir eşzamanlılığı paylaştı. “Çok yüklenmişim, yüklenmişim, gücümü buralara vermişim. Sanki oralardan hafiflemek gibi.”
Ertesi günlerde tüyler gelmeye, gözünün önünde süzülmeye devam etti.
Yorum Yok